T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2002/18-620

K. 2002/649

T. 25.9.2002

• KAMULAŞTIRMADAN VAZGEÇME ( Kamulaştırma Bedelinin İadesi Talebi - Temerrüt Faizi Başlangıcı )

• BEDELİN İADESİ TALEBİ ( Kamulaştırmadan Vazgeçen İdarenin - Temerrüt Tarihi ve Faiz Baslangıcı )

• TEMERRÜT TARİHİ VE FAİZ BAŞLANGICI ( Kamulaştırmadan Vazgeçme Nedeniyle Bedelin İadesinde )

• FAİZ BAŞLANGICI ( Kamulaştırmadan Vazgeçme Nedeniyle Bedelin İadesinde )

• SÖZLEŞME NİTELİĞİNİN BULUNMAMASI ( Kamulaştırma İşleminin Tek Taraflı Bir İdari Tasarruf Niteliginde Olması )

2942/m.21,24,25

818/m.81

4721/m.638

ÖZET : Kamulaştırma Kanununun 21. maddesi vazgeçme hakkını tek taraflı olarak idareye tanımıştır. Kamulaştırmanın kendi özü mal sahibinin iradesini ortadan kaldırıcı niteliktedir. Mal sahibinin malını iradesi dışında elinden alan idare yine tek taraflı olarak kamulaştırmadan vazgeçme hakkına sahiptir. Bu itibarla somut olayda taraflar arasında bir akdin varlığından söz edilemeyeceğinden; Borçlar Kanunu'nun 81. maddesinin uygulama yeri yoktur. Davacı idare kamulaştırmadan vazgeçmekle, mülkiyet kendiliğinden davalılara geçmiş ve böylece daha önce ödenmiş olan kamulaştırma bedeli onların elinde sebepsiz şekilde kalmış; İdare yönünden muaccel alacak haline gelmiştir. Davalıların bedeli iade yükümü yönünden temerrüde düşmeleri için yazılı bildirim yapılması gerekir. Yazılı bildirim yapılmayan davalilar ise, davanın açıldığı tarihlerde temerrüde düşmüş olacaklardır. O halde her bir davalı, açıklanan şekilde temerrüde düştükleri tarihten itibaren bedelin faizinden de sorumlu tutulmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki ""Kamulaştırma bedelinin vazgeçme sebebiyle iadesi"" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tarsus Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 17.5.2000 gün ve 1997/698 Esas 2000/310 Karar sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 12.11.2001 gün ve 2001/9115 Esas 2001/10141 sayılı ilamı ile; ( ...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;

Kamulaştırma Yasası'nın 21.maddesine göre idarenin tek taraflı vazgeçme hakkını kullanarak kamulaştırma işleminden vazgeçmesi sebebiyle kamulaştırma karşılığı olarak ödenen bedelin iade edilmesine karar verilmesi halinde faize, davalı tarafın temerrüde düştüğü tarihten itibaren hükmedilmelidir. Somut olayda davalı Müjgan Süncer'e noter aracılığıyla 27/12/1996 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamede tanınan 15 günlük süre içerisinde ödeme yapılmadığından bu davalı için ihtarnamenin tebliğini izleyen 15.günün hitamından itibaren, birleştirilen 1997/699 esas sayılı davada ve 1998/626 esas sayılı davalarda ise bu davaların davalılarına daha önce yapılmış usulüne uygun bir ihtar bulunmadığından davaların açıldığı tarihlerden ( 1997/699 esas sayılı dava için 31.10.1997, 1998/626 esas sayılı dava için 10.9.1998 ) itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ihtarnamede taşınmazın geri verileceği belirtilmediği gerekçesiyle ve gün, ay ve yıl olarak açıkça gösterilmeden ""kararın kesinleşme tarihinden"" itibaren faize hükmedilmiş olması doğru değildir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 21.maddesine göre idarenin tek taraflı vazgeçme hakkını kullanarak kamulaştırma işleminden vazgeçmesi sebebiyle, kamulaştırma karşılığı olarak ödenen bedelin faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemenin, ""tebliğ edilen ihtarnamelerde bedelin iadesinin yanında taşınmazın ferağının verileceği şartı bulunmadığı""gerekçesiyle kamulaştırma karşılığı olarak ödenen bedelin, kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine dair verdiği karar yukarıda açıklanan nedenle Özel Daire'ce bozulmuştur.

Mahkemece ""Borçlar Kanunu'nun 81.maddesine göre her iki yana borç yükleyen sözleşmelerde karşı edimin istenilmesi için alacaklının kendi edimini yerine getirmesi ya da getirileceğini önermesi gerektiği aksi halde edinimini yerine getirmeyen veya teklif etmeyen davacının davalı tarafı ihtarname ile temerrüde düşüremeyeceği; kamulaştırma nedeniyle kendi adına tescil edilen taşınmazın ferağını, davalılara vermeyen veya teklif etmeyen davacının çekilen ihtarname ile bedel talep etmesinin ve verdiği sürenin hitamından sonra faiz başlatılmasının yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi hakkaniyete de uygun görülmediği"" gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

İdarenin, kamulaştırma sonucu olarak mülkiyeti tescilden önce kazanacağı, Medeni Kanun'un 633.Maddesinde açıkça belirlenmiştir.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 25. maddesinde ise kamulaştırılan taşınmazın mülkiyetinin kamulaştırma işleminin idari yargı yönünden kesinleştiği tarihte idareye geçeceği ana kuralı benimsenmiştir.

Anılan maddelerin karşı anlamında; idarenin kamulaştırmadan tek taraflı vazgeçmesi halinde kamulaştırma hükümsüz kalacağından tam tersi bir oluşumla mülkiyetin kendiliğinden önceki malike geri döneceği anlaşılmalıdır.

Taşınmaz tapuda idare adına tescil edilmiş ise tescilin dayanağı kalmadığından, kaydın silinmesi ve eski maliki adına yazılması gerekir.Sözü edilen yükümlülüğü yerine getirmeyen idare aleyhine mal sahibi tapu iptali ve meni müdahale davalarını açabileceği gibi; kamulaştırma nedeniyle taşınmaz malda husule getirdiği zarar bedelini de Kamulaştırma Kanunu'nun 24.maddesi gereğince idareden isteyebilir. ( Bkz.Ali Arcak Yeni kamulaştırma yasası 1984 Cilt 2 Sn.1350 ve devam- )

Öte yandan, Kamulaştırma Kanununun 21.maddesi vazgeçme hakkını tek taraflı olarak idareye tanımıştır.Kamulaştırmanın kendi özü mal sahibinin iradesini ortadan kaldırıcı niteliktedir.

Mal sahibinin malını iradesi dışında elinden alan idare yine tek taraflı olarak kamulaştırmadan vazgeçme hakkına sahiptir. ( Bkz.Ali Arcak Yeni kamulaştırma Yasası 1984 Cilt 2.Sh.1350 ve devamı )

Bu itibarla somut olayda taraflar arasında bir akdin varlığından söz edilemeyeceğinden; Borçlar Kanunu'nun 81.maddesinin uygulama yeri yoktur.

Davacı idare kamulaştırmadan vazgeçmekle, mülkiyet kendiliğinden davalılara geçmiş ve böylece daha önce ödenmiş olan kamulaştırma bedeli onların elinde sebepsiz şekilde kalmış; İdare yönünden muaccel alacak haline gelmiştir. Davalıların bedeli iade yükümü yönünden temerrüde düşmeleri için yazılı bildirim yapılması gerekir.

Dava konusu olayda davalı Müjgan Suncere bu bildiri, 27.12.1996 günü yapıldığından, adı geçen davalı bildirimde tanınan 15 günlük ödeme süresinin sonuna göre, diğer davalılara yazılı bildirim yapılmadığından davaların açıldığı tarihlerde temerrüde düşmüş olacaklardır.

O halde her bir davalı açıklanan şekilde, temerrüde düştükleri tarihten itibaren bedelin faizinden de sorumlu tutulmalıdır.

Bu durumda yukarıda yazılı gerekçelere ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki karardan direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme karan bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.9.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx