ÖZET : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın hesabından müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında internet üzerinden yatırım fonu satış talimatı verilerek elde edilen paranın başka hesaba aktarıldığını, müvekkilinin zarara uğratıldığını belirterek bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalının güvenlik zafiyetleri bilinen şifre parola yerine güvenli elektronik imza kullanımını başlatması ve zorunlu kılması gerektiği, aynı gün kısa aralıklarla davacının hesabına defalarca giriş yapılmış olmasına rağmen dava konusu hesabın uzun süre açık kalmasının banka güvenliği tarafından fark edilmediği usulsüz işlemle çekilen paranın aslında bankanın zararı niteliğinde olup, davalının olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar hukuka uygundur.
DAVA : Taraflar aracında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 30.12.2010 tarih ve 2009-916-2010 668 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Fatma Karaman Odabaşı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra ipin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Cağaloğlu Şubesindeki hesabından 16.09.2009 tarihinde müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında internet üzerinden yatırım fonu satış talimatı verilerek elde edilen paranın başka hesaba aktarıldığını, müvekkilinin zarara uğratıldığını belirterek 17.500.00 TL ana para ile bozulan tahvil bono fonunun 1-2 gün sonra hesaba geçmesi dolayısıyla davalı tarafından işletilen 573.00 TL. faiz olmak üzere toplanı 18.073,00 TL'nın hesaptan çekilme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili, zararın davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, havale işleminin gerçekleştirilmesi sırasında kullanılan ek hesabın acil nakil sistemi olup, fon satış talimatı sırasında sunulan ve işlemi gerçekleştiren kişilerce tercih edilen bir seçenek olduğu belirtilerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının güvenlik zafiyetleri bilinen şifre parola yerine güvenli elektronik imza kullanımını başlatması ve zorunlu kılması gerektiği, aynı gün kısa aralıklarla davacının hesabına defalarca giriş yapılmış olmasına rağmen dava konusu hesabın uzun süre açık kalmasının banka güvenliği tarafından fark edilmediği usulsüz işlemle çekilen paranın aslında bankanın zararı niteliğinde olup, davalının olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili teniyiz, etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 804.55 TL temyiz ilanı harcının temyiz edenden alınmasına, 12.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.