T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/11833

K. 2014/2980

T. 20.02.2014

* ÇEKİN REHİN AMACIYLA CİROSU (Caiz Olmayıp Rehin veya Bunun Sonucu Elde Etmeye Yönelik Teminat Amacıyla Çekin Ciro Edilmesi Halinde Alanın Çeke Dayalı Hakları Kullanamayacağı - Çeki Teminat Amacıyla Alan Banka/Yetkili Hamil Olarak Kabul Edilemeyeceği)

* ALACAK DAVASI (Davacı Banka Çeki Teminat Amacıyla Almış Olup Çekin Rehin Amacıyla Cirosu Geçerli Olmadığından Yetkili Hamil Olarak Kabul Edilemeyeceği - Kredi Alacağının Temini İçin Yapılan Takip Kesinleştiğinden Mükerrer Tahsilata Yer Verecek Şekilde Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu)

* YETKİLİ HAMİL (Alacak Davası - Davacı Bankanın Davaya Konu Çeki Teminat Amacıyla Aldığı/Çekin Rehin Amacıyla Cirosu Geçerli Olmadığından Davacı Bankanın Yetkili Hamil Olarak Kabul Edilemeyeceğinin Gözetilmesi Gerektiği)

* REHİN CİROSU (Çekte Rehin Cirosu Caiz Olmayıp Davacı Banka Davaya Konu Çeki Teminat Amacıyla Almış Olduğundan Yetkili Hamil Olarak Kabul Edilemeyeceği - Alacak Davası)

* TAHSİLDE MÜKERRERLİK (Kredi Alacağının Temini İçin Yapılan Takip Kesinleştiğinden Mükerrer Tahsilata Yer Verecek Şekilde Karar Verilmesinin Doğru Görülmediği - Alacak Davası)

6762/m.601,730

ÖZET : Davacı vekili, dava konusu çeklerin kullandırılan kredinin teminatı olmak üzere müvekkiline ciro edildiğini belirterek, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla çek bedelleri kadar tutarı çeklerin hamili davalı şirket ve kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil borçlusu olan kefillerinden tahsilini talep etmiştir. Davaya konu çeklerin davalı şirketin davacı bankadan kullandığı kredinin teminatını oluşturmak amacıyla ciro yolu ile davacı bankaya geçtiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Poliçeye ait olup, çek hakkında da uygulanması mümkün hükümleri düzenleyen TTK’nın 730. maddesinde rehin cirosu ile ilgili aynı Kanun'un 601. maddesine yapılmış bir atıf bulunmamaktadır. Bu durumda çekte rehin cirosu caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucu elde etmeye yönelik teminat amacıyla çekin ciro edilmesi halinde çeki devir alan kişi çeke dayalı hakları kullanamaz. Somut olayda davacı banka davaya konu çeki teminat amacıyla almış olup, açıklanan yasa maddesi uyarınca çekin rehin amacıyla cirosu geçerli olmadığından davacı banka yetkili hamil olarak kabul edilemez. Kaldı ki, kredi alacağının temini için yapılan takip kesinleştiğinden mükerrer tahsilata yer verecek şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/04/2012 tarih ve 2011/87-2012/91 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18/02/2014 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Döndü Deniz Bilir tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalılardan S... Ltd. Şti'nin asıl borçlu diğer davalıların kefil olarak imzaladıkları kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmediğini, 10.04.2008 tarihinde İzmir 14. noterliğinin ihtarnamesi ile hesabın kat edilip, 447.330,02 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, bu arada krediye teminat olarak davalılar tarafından bankaya verilen ve ciro edilen senetlerin de icra takibine konulduğunu, bu takiplerin işlem yapılmadığından takip edilmediği için iptal edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 18.01.2007, 25.10.2007, 17.10.2007 tarihli kredilere dayanılarak ödenmeyen 15.000 TL'nin hesabın kat edildiği 20.04.2008 tarihinden itibaren %72 faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, icranın geri bırakılması kararı ile iptal edilen takip dosyalarının incelenmesinde, takibin İİK'nın 45/2. maddesine dayalı tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla taraflar arasındaki kredi ilişkisinin teminatı olarak ciro edilen çeklerin tahsiline yönelik olarak yapıldığı, davalılar hakkında esas ilişkiye temel olan kredi sözleşmeleriyle ilgili olarakta İzmir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/5595 sayılı dosyasının bulunduğunu, bu dosyanın derdest olduğunu, bu nedenle davacının aynı ilişki nedeniyle hem takip yapması, hem de dava açmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının takipte bulunmasının dava açılmasına engel teşkil etmediği, dava ve takibin birbirlerine karşı derdestlik olarak kabul edilemeyeceği, davacının takibi bırakıp dava açmakla artık icra takibindeki takip hakkından vazgeçmiş sayılacağı, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan 413.718,00 TL asıl alacak, 9.436,11 TL işlemiş faiz ve 471,81TL BSMV alacağı olduğu, takipten sonra dava tarihine kadar 52.558,86 TL tutarında ödeme yapıldığı yine dava tarihine kadar 23.542,47 TL'nin ana para borcuna ilave edilmesi gerektiği bilirkişi tarafından belirtilmiş olup, bunların mahsubu ve ilavesi sonucu davacı alacağının 394.609,53 TL olduğu, sözleşmenin 53. maddesi uyarınca kararlaştırılan yıllık %72 temerrüt faizinin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 394.609,53 TL’nin temerrüt tarihi olan 12.04.2008 tarihinden itibaren %72 oranında faiz uygulanmak suretiyle davalılardan tahsiline, İzmir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/5595 sayılı dosyasının tahsilde tekerrüre esas olunmamasına karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.

1-Davacı vekili, dava konusu çeklerin kullandırılan kredinin teminatı olmak üzere müvekkiline ciro edildiğini belirterek, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla çek bedelleri kadar tutarı çeklerin hamili davalı şirket ve kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil borçlusu olan kefillerinden tahsilini talep etmiştir. Davaya konu çeklerin davalı şirketin davacı bankadan kullandığı kredinin teminatını oluşturmak amacıyla ciro yolu ile davacı bankaya geçtiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Poliçeye ait olup, çek hakkında da uygulanması mümkün hükümleri düzenleyen TTK’nın 730. maddesinde rehin cirosu ile ilgili aynı Kanun'un 601. maddesine yapılmış bir atıf bulunmamaktadır. Bu durumda çekte rehin cirosu caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucu elde etmeye yönelik teminat amacıyla çekin ciro edilmesi halinde çeki devir alan kişi çeke dayalı hakları kullanamaz. Somut olayda davacı banka davaya konu çeki teminat amacıyla almış olup, açıklanan yasa maddesi uyarınca çekin rehin amacıyla cirosu geçerli olmadığından davacı banka yetkili hamil olarak kabul edilemez. Kaldı ki, kredi alacağının temini için yapılan takip kesinleştiğinden mükerrer tahsilata yer verecek şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiş kararın bu gerekçelerle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.