DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR: İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar(İİK.nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır:
1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir(m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır.
2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir(Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Hukuku -1988 Baskı cilt :1 sh:94 - HGK 22.01.2003 tarih, 2003/12-17 E. 2003/29 K.). Somut olayda, alacaklı Viyabank Ltd. vekili tarafından limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 6 nolu icra emrinin borçlu Nedim Benaroy'a 27.01.2008 tarihinde tebliği üzerine, adı geçenin yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 06.02.2008 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, icra emrine konu edilen ipotek belgesinin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğini, cari hesap veya kredi ilişkisine dayanmadığını, icra emrine konu edilemeyeceğini ve ipotek limitini aşan tüm ferilerin iptali gerektiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri anlaşılmıştır. Mahkemece teminat ipoteğinin cari hesap veya kredi ilişkisine dayanmadığı, bu durumda genel mahkemede dava açılıp alacak miktarı belirlenmeden icra takibine konu edilemeyeceği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. İpotek limitinin aşılması dışında ileri sürülen şikayet nedenleri yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca 7 günlük süreye tabidir. O halde mahkemece, ipotek limitinin aşıldığı hususu dışındaki istemlerin süreden reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir . Öte yandan; ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilen azami meblağ ipoteği (üst sınır ipoteği) borcun ulaşacağı miktarı belirsiz olduğundan taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlanabilir. Bu durumda, ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan fer’ilerden olaşan toplam borç miktarının bu limiti aşması mümkün değildir. Takibe konu yapılan akit tablolarının incelenmesinde ipoteklerin limit ipoteği şeklinde yapıldığı görülmüştür. Borçlu limiti aşar bir biçimde yapılan takibe karşı çıkmış olduğundan limiti aşar şekilde ipotekli takip yapılması Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğundan, mahkemece yukarıda belirtilen konular doğrultusunda inceleme yapılarak takipte istenilen miktarın limit ipoteğini aşıp aşmadığının tespitiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.