ÖZET : Dava kredi kartının kopyalanarak kullanımı nedeniyle doğan zararın kredi kartını çıkaran bankadan ve üye işyerlerinden tazminine ilişkindir.
Banka tarafından çıkarılan kredi kartının, sözleşmeye uygun olarak ilgilisine tesliminden sonra kartın özenle kullanılması ve saklanması görevi, kart sahibine aittir. Zira satın alınan mal ve hizmet bedellerinin kredi kartı ile ödenmesi, kart sahibinin menfaatine olduğu kadar kolayına da gelmektedir. Bu hizmeti sunan banka veya kart çıkaran kuruluşlar yönünden ise, bu işin ticari gaye ile yapıldığı dikkate alınarak ortaya çıkabilecek risklerin paylaşımında, bankanın özen sorumluluğunun olduğu gözardı edilmemelidir. Mahkemece, banka kredi kartlarının üretim teknolojisi ve güvenliği konusunda ve bankacılık konusunda uzman kişilerin de bulunacağı bilirkişi kurulundan, kredi kartının kopyalanmasında kredi kartını çıkaran bankanın bir kusurunun bulunup bulunmadığını, teknolojik yönden alınabilecek bir önlem bulunup bulunmadığını açıklığa kavuşturan rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
Ayrıca, somut uyuşmazlık, ödemeyi kredi kartı ile kabul eden davalı işyerlerinin sorumluluklarına dayandığına göre, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi zorunludur.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumetten reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartı ile ilgili son ödeme tarihi 17.12.2004 olan hesap ekstresinin gönderildiğini, ancak diğer davalılara ait işyerlerinde yapıldığı belirtilen mal ve hizmet alımlarının kendisi tarafından yapılmadığını, kredi kartını çaldırması veya kaybetmesi gibi bir durum olmadığını, kart bilgilerinin kopyalanarak elde edilen sahte kart ile alışveriş yapıldığını, haciz tehdidi ile bankaya ödeme yapıldığını, olayda davalıların kusurlu ve sorumlu olduğunu belirterek, haksız tahsil edilen 1.057 YTL'nin faizi ile tahsiline istemiştir.
Davalı banka cevabında, kartın kayıp veya çalıntı bildirimine kadar yapılan harcamalar nedeniyle bir sorumluluklarının bulunmadığını, kusurun özen ve dikkati göstermeyen davacı ve diğer davalılarda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacıya ait kart bilgilerinin kopyalanarak elde edilen sahte kart ile alışveriş yapılmasında davalı bankanın kusurlu ve sorumlu olmadığı, kartın saklanması ve kullanımında gerekli özeni göstermedikleri için davacı ve üye işyerleri olan diğer davalıların kusurlu oldukları, kartın kullanıldığı üye işyerleri ile davacı arasında Tüketici Kanunu kapsamında bir hukuki ilişki bulunmadığı, gerekçesi ile, davanın davalı banka yönünden husumet nedeniyle reddine, diğer işyeri sahiplerinin haksız fiil esaslarına dayalı sorumluluğu sözkonusu olup uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılarak diğer davalılar yönünden görev nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava kredi kartının kopyalanarak kullanımı nedeniyle doğan zararın kredi kartını çıkaran bankadan ve üye işyerlerinden tazminine ilişkindir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, banka tarafından çıkarılan kredi kartının sözleşmeye uygun olarak ilgilisine tesliminden sonra kartın özenle kullanılması ve saklanması görevinin kart sahibine ait olduğu kabul edilmelidir. Buna rağmen kredi kartının üçüncü kişilerce hukuka aykırı olarak elde edilmesi ve kullanılması durumunda tarafların kusur ve sorumluluklarının belirlenmesi üzerinde durulması gerekir. Somut olayda kredi kartının kopyalanarak kullanıldığı kabul edilmiş, ancak olayda bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmış ise de, bu konudaki araştırmanın yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Bilindiği gibi, satın alınan mal ve hizmet bedellerinin kredi kartı ile ödenmesi kart sahibi yönünden menfaatine ve kolaylık olduğu kadar, bu hizmeti sunan banka veya kart çıkaran kuruluşlar yönünden ise, bu işin ticari gaye ile yapıldığı dikkate alınarak ortaya çıkabilecek risklerin paylaşımında bankanın sorumluluğunun özen sorumluluğu olduğu gözardı edilmemelidir. Bir mal veya hizmet tüketicinin kullanımına sunulurken olası riskler yönünden tüketici uyarılmalı gerektiğinde aydınlatılmalı, güven müessesesi olan bankalar da sundukları hizmet yönünden güvenliği ön planda tutup, teknolojik gelişmelere uygun hizmet vermelidirler. Bu durumda mahkemece, banka kredi kartlarının üretim teknolojisi ve güvenliği konusunda ve bankacılık konusunda uzman kişilerin de bulunacağı bilirkişi kurulundan, kredi kartının kopyalanmasında kredi kartını çıkaran bankanın bir kusurunun bulunup bulunmadığının, teknolojik yönden alınabilecek bir önlem bulunup bulunmadığını açıklığa kavuşturan rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2- Üye işyeri olan diğer davalılara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı, üye işyeri sahibi olan bu davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek kopyalanmış kredi kartı ile harcama yapılmasında kusurlu ve sorumlu olduklarını ileri sürmüştür. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun amaç başlıklı 1. maddesinde "Bu kanunun amacı, banka kartları ve kredi kartlarının çıkarılmasına, kullanımına, takas ve mahsup işlemlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek suretiyle kartlı ödemeler sisteminin etkin çalışmasını sağlamaktır" denilmiş olup, 2. maddesinde de; "Kartlı sistem kuran, kart çıkaran, üye işyeri anlaşması yapan kuruluş ile üye işyerleri ve kart hamilleri bu kanun hükümlerine tabidir" hükmü getirilmiştir. Yine anılan Yasanın 17. maddesinde, mal ve hizmet karşılığını kredi kartı ile ödemek istenmesi halinde, üye işyerinin görev ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta da, ödemeyi kredi kartı ile kabul eden davalı işyerlerinin sorumluluklarına dayanıldığına göre, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi zorunludur. Böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), 12.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.