* ÇEKİN TİCARİ HAYATTA VADELİ KULLANILMASI ( Tasarrufun İptali Davası - Çekin Dayandığı Temel İlişkinin Hisse Devir Sözleşmesine İlişkin Protokol Olduğu İddia Edildiği/Borçlu Şirketin Ticari Defterleri Üzerinde Uzman Bilirkişi Heyetine İnceleme Yaptırılacağı )
* TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Çekin Ticari Hayatta Bono Gibi Vadeli Kullanıldığı - Çekin Dayandığı Temel İlişkinin Hisse Devir Sözleşmesine İlişkin Protokol Olduğu İddia Edildiğinden Davalı Şirkete Ait Kuruluşundan Bugüne Kadar Tüm Ticari Kayıtları Getirtilerek Hisse Devirlerinin Değerlendirilmesi Gereği )
* HİSSE DEVİR SÖZLEŞMESİ ( Tasarrufun İptali Davası/Çekin Ticari Hayatta Bono Gibi Vadeli Kullanıldığı - Çekin Dayandığı Temel İlişkinin Hisse Devir Sözleşmesine İlişkin Protokol Olduğu İddia Edildiğinden Davalı Şirkete Tüm Ticari Kayıtların Getirtilerek Hisse Devirlerinin Değerlendirilmesi Gereği )
* BİLİRKİŞİ RAPORU ( Tasarrufun İptali Davası/Çekin Ticari Hayatta Bono Gibi Vadeli Kullanıldığı - Çekin Dayandığı Temel İlişkinin Hisse Devir Sözleşmesine İlişkin Protokol Olduğu İddia Edildiği/Borçlu Şirketin Ticari Defterleri Üzerinde Uzman Bilirkişi Heyetine İnceleme Yaptırılacağı ) 2004/m.277
ÖZET: Tasarrufun iptali davasında; takip konusu borcun tasarruftan sonra doğduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Hernekadar çek vadeli olmaz ise de ticari hayattaki alışverişlerde çekin de bono gibi vadeli kullanıldığı sık rastlanan bir durum olarak uygulamada yerini almıştır. O halde mahkemece takip konusu çekin dayandığı temel ilişkinin hisse devir sözleşmesine ilişkin protokol olduğu iddia edildiğinden davalı borçlu şirkete ait kuruluşundan bugüne kadar tüm ticari kayıtları getirtilerek hisse devirlerinin değerlendirilmesi ve borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde hisse senetlerinin değerini tesbit edebilecek yeterliliğe sahip uzman bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak protokole konu hisselerin devir tarihindeki gerçek değerlerinin belirlenmesi, devir bedelinin ödenip ödenmediğinin tesbiti gerekir.
DAVA: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, davalı borçlu ...Süt Gıda Hayv.Akar.San ve Tic.A.Ş.nin aleyhine yapılan icra takibini karşılıksız bırakmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 18.01.2009 tarihinde davalı ... Yem San.Gıda Tur.Oto.Tekstil Nak.Tic.A.Ş.ne sattığını belirterek davalılar arasındaki taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı borçlu savunma yapmamıştır.
Davalı ... Yem San.Gıda Tur.Oto.Tekstil Nak.Tic.A.Ş.vekili 19.1.2006 tarihli tasarrufun 20.03.2007 tarihli borçtan önce yapıldığını, takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu, icra takibinin kesinleşmediğini, aciz belgesi sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu, borcun tasarruftan önce doğduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle ön koşul yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi tasarrufun iptali davasının dinlenebilme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gereklidir.
Somut olayda takip konusu borcun tasarruftan sonra doğduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Davacı vekili takip konusu 20.03.2007 keşide tarihli çekin 15.5.2004 tarihli hisse devir sözleşmesi gereği düzenlenen protokolden kaynaklandığını belirterek bu yönde delillerini sunmuştur. 15.05.2004 tarihli protokol içeriğinden D.E. ve S.S. vekili olarak Z.Ç.'nin ...Süt Gıda Hayvancılık Akaryakıt Nakliyat San. ve Tic. A.Ş deki %50 hissesinin Ö.E.'ye 202 000 Euro bedelle satışına ilişkin olup satış bedelinin 15.10.2004-31.12.2006 tarihleri arsasında ödenecek altı adet çek karşılığı yapılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Burdur 1.noterliğinin 7.7.2004 tarihli hisse devir sözleşmesinden D.E. vekili olarak Z.Ç.'nin anılan şirketteki 1487 hisseden 1000 hisseyi Ö.E.'ye devrettiği, devrin 14.07.2004 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği,2.6.2004 genel kurul kararı gereğince Ö.E.'nin H. E. ve M. A. ile birlikte şirket temsilcisi olarak atandığı, hisse devrinin yönetim kurulunda karar altına alındığı Ö.'ın şirket yetkilisi olduğunun 30.03.2005 tarihli sicil gazetesinde yayınlandığı anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanıkları takip konusu borcun 15.5.2004 tarihli hisse devir sözleşmesinden doğduğunu beyan ettikleri gibi dava konusu 18.01.2006 tarihli tasarrufunda ...Süt A..Ş. Temsilcisi olarak Ö.E. tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Hernedar çek vadeli olmaz ise de ticari hayattaki alışverişlerde çekin de bono gibi vadeli kullanıldığı sık rastlanan bir durum olarak uygulamada yerini almıştır. O halde mahkemece takip konusu çekin dayandığı temel ilişkinin 15.05.2004 tarihli hisse devir sözleşmesine ilişkin protokol olduğu iddia edildiğinden davalı borçlu şirkete ait kuruluşundan bugüne kadar tüm ticari kayıtları getirtilerek hisse devirlerinin değerlendirilmesi ,D. E., S. S., Ö. E., Z.Ç. ve davalı borçlu şirketin 15.05.2004 tarihinden sonraki tüm banka kayıtları getirtilerek hisse devrine ilişkin ödemelerin olup olmadığının belirlenmesi ve borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde hisse senetlerinin değerini tesbit edebilecek yeterliliğe sahip uzman bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak 15.05.2004 tarihli protokole konu hisselerin devir tarihindeki gerçek değerlerinin belirlenmesi, devir bedelinin ödenip ödenmediğinin tesbiti, Burdur 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/77 Esas 2007/266 Karar sayılı dosyasıda da incelenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 20.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.