ÖZET : Tereke üzerinde tasarruf şahsa bağlı haklardan olmadığından, mirasın reddi genel vekaletname ile yapılabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Vekalet, vekilin yapması gereken işin gerektirdiği tüm işlemleri kapsar. Ancak özel yetkisi olmadan vekil dava açamaz, sulh olmaz, tahkim edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlayamaz, bir taşınması temlik veya bir hak ile sınırlayamaz ( BK. md. 388 ). Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 63. maddesi gereği bunlara ilaveten, ibrada bulunamaz, davayı kabul veya davadan feragat edemez, yöneltilen yemini kabul veya dava konusunu kabz edemez ve haczi çözdüremez. Bunların dışında hakimlerin reddi ( HUMK. 33 ), başkasına vekalet verilmesi ( BK. 390, Avukatlık K.171 ), hakimler aleyhine dava açılması, Anayasa Mahkemesi'nde dava açılması hallerinde de özel yetki gereken haller arasında öngörülmüştür. Niteliği itibariyle şahsa sıkı sıkıya bağlı ( evlenme gibi ) hakların bizzat kullanılması zorunlu ise de, diğer şahsa bağlı haklar özel yetkili vekil aracılığı ile kullanılabilir.
Vekilin müvekkilinden özel yetki alması gereken haller kanunlarda sayılmıştır. Borçlar Kanununun 388. maddesinde ortaya konan genel sınırlamanın istisnası kanunda gösterilmedikçe, genel kural uyarınca, vekilin işin gerektirdiği tüm yetkilerle donatıldığını kabul işlem güvenliği ilkesinin zorunlu bir sonucudur. Özel yetki gerektiren haller benzetme yolu ile genişletilemez. Tereke üzerinde tasarruf şahsa bağlı haklardan değildir. Yasaların öngörmediği bir konunun tüzükle benimsenmesine geçerlilik tanınamaz. Medeni Kanun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 40. maddesinde öngörülen "talep bu konuda yetkisi olan vekil tarafından yapılmış ise" ibaresi yasada yer almadığından mirasın reddinin özel vekaletname gerektirdiği şeklinde yorumlanamaz. Buradaki sözler işin gereği konusunda genel vekaletnamenin bulunmasını ifade eder.
Kaldı ki, sonradan verilen özel vekaletname ile vekilin yaptığı işleme icazet verilmiştir. İcazet, yetkisiz temsilcinin yaptığı işlemlere geçerlilik verir, icazetin hükümleri geriye yürür ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 7.4.1965 gün ve 1-26/149 sayılı kararı ).
Bu itibarla, işin esasının incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi, gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine 11.7.1997 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Velayet, vesayet ve miras Tüzüğünün 40. maddesindeki açıklamaya göre, mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde özel yetki bulunması gerekmektedir. Bu nedenle birinci bölümdeki bozma nedenine katılmıyorum.
Özcan AKSOY
Üye