T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/9135

K. 2014/20353

T. 20.10.2014

* BOŞANMA DAVASINDAN SONRA MEYDANA GELEN SADAKATSİZLİK (Bu Hususun Diğer Eş Tarafından İddiadan İbaret Kalmayacak Şekilde Delillendirilmesi Durumunda Mahkemece Bu İddianın Davayı Etkileyen Önemli Bir Hadise Olduğu Kabul Edilerek Üzerinde Durulması Gerektiği)

* SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ (Boşanma Hükmünün Kesinleşmesine Kadar Devam Edeceği - Eşlerden Birinin Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Davranışı Boşanma Davasının Açılmasından Sonra Meydana Gelmiş Olsa Bile Bu Hususun Diğer Eş Tarafından İddiadan İbaret Kalmayacak Şekilde Delillendirilmesi Durumunda Mahkemece Bu İddianın Davayı Etkileyen Önemli Bir Hadise Olduğu Kabul Edileceği)

* SADAKATSİZLİK İDDİASININ SABİT OLMASI (Durumunda Kusur Belirlemesi ve Buna Bağlı Olarak Takdir Edilecek Boşanmanın Sonuçlarından Olan Nafaka ve Tazminat Taleplerinin Bundan Etkilenmesi Söz Konusu Olacağı)

* EŞLERDEN BİRİNİN SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI DAVRANIŞI (Boşanma Davasının Açılmasından Sonra Meydana Gelmiş Olsa Bile Bu Hususun Diğer Eş Tarafından İddiadan İbaret Kalmayacak Şekilde Delillendirilmesi Durumunda Mahkemece Bu İddianın Davayı Etkileyen Önemli Bir Hadise Olduğu Kabul Edilerek Üzerinde Durulması Gerektiği)

4721/m.174/1-2,175,185/3

6100/m.31

ÖZET : Evlilik birliğine dair yükümlülüklerden biri olan "sadakat yükümlülüğü" boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devam eder. Eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı, boşanma davasının açılmasından sonra meydana gelmiş olsa bile, bu hususun diğer eş tarafından iddiadan ibaret kalmayacak şekilde delillendirilmesi durumunda, mahkemece bu iddianın davayı etkileyen önemli bir hadise olduğu kabul edilerek üzerinde durulması gerekir. Zira sadakatsizlik iddiasının sabit olması durumunda, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak takdir edilecek boşanmanın sonuçlarından olan nafaka ve tazminat taleplerinin bundan etkilenmesi söz konusu olacaktır. Açıklanan sebeplerle; mahkemece yeni hadise şeklinde ileri sürülen ve davada verilen hükmü önemli ölçüde etkileyecek nitelikteki sadakatsizlik iddiasının üzerinde de durulup, sunulan delillerin incelenerek bu konuda hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde taraflardan açıklama istenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucuna göre boşanma davasıyla boşanmanın ferileri yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından: davacı-davalı (koca)'nın kabul edilen boşanma davası, kendisinin reddedilen nafaka davası ve davalı-davacı (kadın)'ın karşı boşanma davasının varlığı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı (kadın)'ın karşı boşanma davasının varlığına dair temyiz itirazları yersizdir.

2-)Toplanan delillerden, davacı-davalı (koca)'nın ailesinin evlilik birliğine yönelik müdahalesine tepkisiz kaldığı, eşini baba evine bırakıp arayıp sormadığı, eşinin annesine hakaret ettiği, eşini ve ailesini tehdit ettiği; buna karşılık davalı-davacı (kadın)'ın da, asabi davrandığı, eşine ve onun ailesine hakaret ettiği ve son tartışmada eşinin kafasına vurduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca davalı-davacı (kadın), temyiz aşamasında, verdiği 19.6.2014 havale talihli dilekçesinde, davacı-davalı (koca)'nın başka bir kadınla samimi çekilmiş fotoğraflarını sunmuştur. Evlilik birliğine dair yükümlülüklerden biri olan "sadakat yükümlülüğü" (T.M.K.madde 185/3) boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devam eder. Eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı, boşanma davasının açılmasından sonra meydana gelmiş olsa bile, bu hususun diğer eş tarafından iddiadan ibaret kalmayacak şekilde delillendirilmesi durumunda, mahkemece bu iddianın davayı etkileyen önemli bir hadise olduğu kabul edilerek üzerinde durulması gerekir. Zira sadakatsizlik iddiasının sabit olması durumunda, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak takdir edilecek boşanmanın sonuçlarından olan nafaka (T.M.K.madde 175) ve tazminat (T.M.K.madde 174/1-2) taleplerinin bundan etkilenmesi söz konusu olacaktır. Açıklanan sebeplerle; mahkemece yeni hadise şeklinde ileri sürülen ve davada verilen hükmü önemli ölçüde etkileyecek nitelikteki sadakatsizlik iddiasının üzerinde de durulup, sunulan delillerin incelenerek bu konuda hakimin davayı aydınlatma ödevi (H.M.K.madde 31) çerçevesinde taraflardan açıklama istenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucuna göre boşanma davasıyla boşanmanın ferileri yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre boşanmanın ferileri ve davalı-davacı (kadın)'ın reddedilen nafaka davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı-davacı (kadın)'ın karşı boşanma davasının varlığına dair temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla, 20.10.2014 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :

Dava 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olup aynı Kanunun 119. maddesinin (e), (f) ve (g) fıkralarında davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakaların sıra numarası altında açık özetleri, bu vakıaların hangi delillerle ispat edileceği ve dayanılan hukuki sebeplerin dava dilekçesinde belirtilmesi gerekir. Taraflar karşılıklı olarak açtıkları boşanma davalarında geçimsizlik nedenlerini sıralamış, bu vakıalara dair delilleri de toplanarak karar verilmiştir. Davalı-davacı (kadın) temyiz aşamasında fotoğraf sunarak dava dilekçesinde bildirmediği yeni bir vakaya dayanmıştır. Artık bu aşamada sunulan delilin ve ileri sürülen olayların temyiz incelemesine esas alınması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185. maddesinin 1. fıkrasının Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer almaması ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddesinin (e), (f) ve (g) fıkralarıyla aynı Kanunun 141. maddesi düzenlemesine göre mümkün değildir.

Ancak yapılan yargılama ve toplanan delillere göre tarafların belirlenen kusurlu davranışlarına göre davacı-davalı (koca) boşanmaya sebep olan olaylarda kadına göre daha fazla kusurludur. Mahkemece kadının ağır kusurlu kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-davacı (kadın)'ın tazminat taleplerinin reddi, koca yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılan kadının tedbir nafakası davasının reddi de doğru olmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyoruz.