T.C.

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2018/2236

K. 2018/1431

T. 24.10.2018

* KAYIP KAÇAK BEDELİNİN TAHSİLİ ( Anayasa Mahkemesine Başvurmuş ve Onun Kararını Beklemekte Olan Mahkemenin Beklemeye Son Vererek Davayı Yürürlükteki Kanun Hükümlerine Göre Sonuçlandırabileceği - Dolayısıyla Mahkemenin Anayasa Mahkemesine Başvurunun Esastan İncelenmesini Beklemeksizin Yürürlükteki 6446 S.K.'a 04.06.2016 Tarihli ve 6719 S.K.'un Hükümlerine Göre Somut Olayı Sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine Yapılan Başvuruları Bekletici Mesele Yapmamasının Hukuka Aykırı Bulunmadığı )

* ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURUNUN BEKLETİCİ MESELE YAPILMAMASI ( Kayıp Kaçak Bedeli/Yargılama Sırasında Yürürlüğe Giren Düzenleme Sebebiyle Davanın Konusuz Kaldığı Karar Verilmesine Yer Olmadına Karar Verildiği - Mahkemenin Anayasa Mahkemesine Başvurunun Esastan İncelenmesini Beklemeksizin Yürürlükteki 6446 S.K.'a 04.06.2016 Tarihli ve 6719 S.K.'un Hükümlerine Göre Somut Olayı Sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine Yapılan Başvuruları Bekletici Mesele Yapmamasının İsabetli Görüldüğü )

* YARGILAMA SIRASINDA YÜRÜRLÜĞE GİREN DÜZENLEME NEDENİYLE DAVANIN KONUSUZ KALMASI ( Kayıp Kaçak Bedeli - Anayasa Mahkemesine Başvurmuş ve Onun Kararını Beklemekte Olan Mahkemenin Beklemeye Son Vererek Davayı Yürürlükteki Kanun Hükümlerine Göre Sonuçlandırabileceği )

* MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ SEBEBİYLE DAVANIN KONUSUZ KALMASI HALİNDE DAVACI YARARINA VEKALET ÜCRETİ ( Davaya Konu Bedelleri Tahsil Eden Davalının, Davanın Açılmasına Sebebiyet Verdiği ve Bu Sebeple HMK 331/1. Maddesi Kapsamında Davacının Dava Açmasında Haksız Sayılmayacağı Gözetilerek Yapmış Olduğu Yargılama Giderlerinin Davalıdan Tahsili İle Davacı Yararına Vekalet Ücreti Takdir Edilmesi İsabetli İse de AAÜT. Md. 6 ve 13 Kapsamında Davacı Yararına Vekalet Ücretinin Maktu Olacağı )

6719/m.26

ÖZET : Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 S.K.'un getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 1- Yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun'un 04.06.2016 yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır. 2-Davaya konu bedelleri tahsil eden davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve bu sebeple HMK 331/1. maddesi kapsamında davacının dava açmasında haksız sayılmayacağı gözetilerek, yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi isabetli ise de, AAÜT 6 ve 13.maddeler kapsamında davacı yararına vekalet ücreti maktu olması gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.

DAVA : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; gereği düşünüldü :

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 402.089,93 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 Sayılı EPDK'nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun'un getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Söz konusu kararı tarafların vekilleri istinaf etmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, mahkemenin yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun'un Anayasa'ya aykırılığı ile ilgili olarak yapılan başvuruların sonuçlanmasının beklenmediğini, bu Kanun'un getirdiği düzenlemenin Kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu bedellerin 6719 Sayılı Kanun'un yürürlüğünden önceki mevzuata göre alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu Kanun'un bu duruma sadece açıklık getirdiğini, 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince davanın reddi gerekirken, konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş olmasının ve kararda aleyhlerine yargılama gideri ve maktu yerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ile kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak, davanın reddini ve lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesini istemiştir.

İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkemesinin kararının incelemesiyle; 6719 Sayılı kanunun 26. maddesiyle 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen; geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur" hükmünü, geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır," hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve davaya konu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile davaya konu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.

6719 Sayılı Kanun'un yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce kayıp-kaçak bedeline dayalı açılan davalarda, çok sayıda mahkeme, 14.03.2013 tarihli ve 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 5., 10., 35. ve 36. maddelerine aykırılık iddialarını ciddi bularak, 14.03.2013 tarihli ve 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 Sayılı Kanun'un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.

Yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun'un 04.06.2016 yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.

Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. (Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2) Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152, III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28, IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır.

Kaldı ki istinaf incelemesi sırasında 28/12/2017'de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiştir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa sebebiyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E - 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E - 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.

Davacının bu yönlere dair istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı tarafça istinaf sebebi olarak, davanın konusunun kalmadığına karar verilmesine rağmen maktu yerine nispi vekalet vekalet ücretine karar verildiği, kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiği ileri sürüldüğünden, HMK 326/1 maddesiyle davacı tarafın, dava tarihi itibariyle uygulamanın haksız olduğu iddiası ile haksız tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve bu sebeple HMK 331/1. maddesi kapsamında davacının dava açmasında haksız sayılmayacağı gözetilerek, yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi isabetli ise de, AAÜT 6 ve 13.maddeler kapsamında davacı yararına vekalet ücreti maktu olması gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı lehine hükmedilen nispi vekalet ücretine dair davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulüne, sair istinaf talebinin reddi ile, yeniden yargılama gerektirmediğinden, davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline şeklinde düzeltilerek, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

A-)Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,

B-)Davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın 3. fıkrası düzeltilerek yeniden esas hakkında;

1-)Konusu kalmayan dava sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına

2-)Alınması gereken 31,40 TL karar harcının peşin alınan 6.866,70 TL'den mahsubu ile fazla alınan 6.835,30 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

3-)Davacı vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

4-)Davacı tarafından yapılan 31,40 TL harç, 123,00 TL tebligat tezkere giderleri olmak üzere toplam 154,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-)Taraflarca tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,

Davacıdan alınması gereken 35,90 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alınmakla yeniden alınmasına yer olmadığına,

İstinaf eden davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene istemi halinde iadesine,

Davacının yaptığı istinaf yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,

İstinaf sebebiyle davalının yaptığı 31,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24.10.2018